ATA Mirası: Cumhuriyet

ATA Mirası: Cumhuriyet

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, ulusumuz için bağımsızlık ve egemenlik mücadelesinin simgesidir. Cumhuriyetimizin ilanı, halkın iradesinin tecelli ettiği, demokrasiye adım atıldığı dönüm noktasıdır. Peki, Cumhuriyet olmasaydı ne olurdu?

Cumhuriyet yerine monarşi ya da totaliter yönetim şekli ile yola devam etseydik. Ne olurdu? Bugün, muhtemelen hâlâ sarayların gölgesinde yaşayan, düşüncelerini açığa çıkarmaktan çekinen toplum olurduk. İleri görüşlü bireyler yerine, yalnızca liderin ya da krallığın vizyonunu benimseyen kitlelerle çevrili hayat…

Cumhuriyet’in en önemli kazanımların başında, kadın haklarına yaptığı katkılar gelir. Kadınlar, Cumhuriyet ile birlikte seçme ve seçilme hakkına kavuştu, eğitim alanında fırsat eşitliği sağlandı. Eğer Cumhuriyet olmasaydı, belki de hâlâ birçok kadının toplumdaki yerinin yalnızca evin içinde tanımlandığı dönemde yaşıyor olacaktık. Bugün, “eskiden daha iyiydi” diyenlerin bir kez daha gözden geçirmesi gereken ve yadsınamayacak bir gerçek var: Cumhuriyet olmasaydı, birçok kadın, sesini duyuramadığı, haklarını savunamadığı hayata mahkum olacaktı.

Eğitim sistemimizde Cumhuriyet’in ilkeleri olmasaydı; eleştirel düşünce yerini, biat kültürüne bırakırdı. Bugün birçok kişinin savunduğu “eskiden daha iyiydi” düşüncesinin ne kadar ironik olduğunu bir kez daha hatırlatmakta fayda var. Zira, bu söylemi savunanlar, Cumhuriyet’in sunduğu özgürlükler ve bireysel haklar sayesinde düşüncelerini özgürce ifade edebildiklerinin farkında bile değiller. Ya da işlerine gelmiyor. Bilemeyiz.

İş hayatımız, patronların iki dudağı arasında şekillenen, iş güvencesinin neredeyse olmadığı düzenle karşımıza çıkardı. Bugün, sendikaların, işçi haklarının savunucusu olarak varlığı, işçilerin haklarını güvence altına alıyor(!). Oysa ki, monarşi ya da otoriter bir sistem altında bu haklar söz konusu bile olamazdı.

Sosyal hayatımızda ise, farklılıklara saygı gösteren bir anlayışın yerini, tek tip bir yaşam biçimi alırdı. Bugün, farklı etnik kökenlerin, inançların ve görüşlerin bir arada yaşadığı ülke olmamızın ardında yatan en önemli sebep, Cumhuriyet’in sunduğu eşitlik ilkesidir. Eğer bu ilke olmasaydı, muhtemelen ayrışmalar, kargaşalar ve çatışmalar içinde boğuşan toplum haline gelirdik.

Demokrasinin getirdiği siyasi katılım ve temsil hakkının ne denli kıymetli olduğunu unutmayalım. Bugün “Benim oyum bir şey değiştirmez” diyenler, belki de bu sözleri Cumhuriyet’in getirdiği özgürlükler sayesinde söyleyebiliyor.

Cumhuriyet olmasaydı, hayatımızın her alanında baskı, korku ve güvensizlikle dolu bir dünyada yaşıyor olabilirdik.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutlamak, sadece geçmişimizi onurlandırmak değil; aynı zamanda geleceğimizi de güvence altına almak için fırsattır. Bugün, demokrasiye sahip çıkmak ve onu korumak, hepimizin sorumluluğudur. Unutmayalım ki, Cumhuriyet, bizim en büyük mirasımızdır.

Dipnot: Her ne kadar Cumhuriyet’in, yukarıda saydığım tüm güzel özellikleri ülke içerisinde tam anlamıyla yaşayamasakta. Mustafa Kemal Atatürk’e, Cumhuriyet uğrunda savaşan ve hala Cumhuriyet’in bize sağladığı özgürlük alanlarımızı ihlal edenlere karşı savaşmaya devam eden askerinden, gazisinden, şehidine kadar ülke genci olarak bu mirasa sahip çıkmakla yükümlüyüz.

Tarihin en karizmatik kahramanının, tarihi bir sözü ile bu yazıyı sonlandırmak isterim: “Cumhuriyet, yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir. Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu devam ettirecek sizlersiniz.”

Yorum bırakın

Ben Kıstas

Birbirinden güzel ve kaliteli blog, spor ve haber sayfasına hoş geldin. Artık sende Kıstas ailesinin bir üyesisin.