İklim Krizi: Gezegen ile İnsan Savaşı

PNAS adlı bilim dergisinde yayımlanan yeni bir çalışmaya göre iklim değişikliği kaynaklı felaketler yeterince araştırılmıyor, insanlığın yok oluşuna dair senaryolar incelenmiyor. Araştırmacılar, dünyada iklim değişikliğine müdahale edilmediği takdirde meydana gelebilecek aşırı hava olaylarına ve bunun toplumsal sonuçlarına hazırlık yapılmamasının çok tehlikeli olabileceğini söylüyor. Uzmanlar, BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) “İklimde oyunun sonu” diye tanımladıkları senaryolara ilişkin özel bir rapor hazırlamasını talep ediyor. Raporda iklim krizi üzerine yapılan araştırmaların bilimsel çalışmalardan ziyade 2019’da yayımlanan Yaşanmaz Bir Dünya- Isınma Sonrasında Hayat gibi popüler kitaplardan yararlandığına işaret ediyor. Çin’deki Nanjing Üniversitesi’nden araştırmacı Chi Xu ise “Ortalama olarak 29 derece sıcaklıkta hali hazırda yaşayan 30 milyon kişi var” diyor ve sözlerine devam ediyor: “Bu tür sıcaklıkların 2070 yılına kadar sonuçları çok korkunç olabilir. İki nükleer santral ve dünyanın en tehlikeli patojenlerini bulunduran yedi muhafaza laboratuvarı doğrudan etkilenebilir.” Gıda krizi, ekonomik kriz, çatışmalar ve pandemiler Araştırmacılar iklim değişikliğinin sadece hava sıcaklığında artışa değil aynı zamanda gıda kıtlıklarına, ekonomik krizlere, çatışmalara ve yeni pandemilere neden olabileceğini söylüyor. PNAS çalışması, dünya ısındıkça geçilmesi muhtemel olan – metan gazı salımı, eriyen permafrost ya da karbon salan ormanlar gibi geri döndürülemez olan – kilit ‘devrilme noktalarının’ bilimsel ve toplumsal farkındalık çalışmalarında odak alınması gerektiğini vurguluyor. Bu tür olasılıkların değerlendirildiği durumda gerekli teknolojilerin geliştirilebileceği ve risk analizlerin yapılabileceğini, aynı zamanda kamuoyunda farkındalık yaratarak iklim krizinin engellenebileceğini söylüyor.

İklim değişikliği konusu birçok veri, bilimsel ifade ve geleceğe dair öngörülerle anlaması zor bir mesele gibi görünebilir. Ancak bu karmaşık görünen verileri ve bilimsel ifadeleri anlamak, iklim krizine çözüm bulmak için de son derece önemlidir. Atmosfere saldığımız sera gazlarının etkisi, bireylerin ve hükümetlerin alacağı önlemler gezegenimizin geleceğini de belirleyecek. Bu sebeple, bilimsel verilerin anlaşılması ve iklim değişikliği konusunda farkındalık yaratılması, küresel olarak sürdürülebilir bir gelecek için kritik öneme sahiptir.

İklim Krizi Şehirleri Nasıl Etkileyecek

İklim değişikliği, dünya nüfusunun yaklaşık %55’inin şehirlerde yaşaması sebebiyle sadece şehirleri değil, kırsal bölgeleri de etkilemektedir. Bu durum, çevresel, ekonomik ve sosyal bağlamlarda önemle ele alınmalıdır, zira şehirler, ekonomik gelişmeyi, geleceğin toplumlarını ve ekosisteminin kapasitesini belirleyen yerlerdir. İklim değişikliğinin şehirler üzerindeki etkilerinden biri, biyoçeşitlilik ve doğal kaynak kayıplarına bağlı olarak ekonomik faaliyetlere ilişkin kayıplardır. Aşırı hava olayları ve afetlerdeki değişim, iklim değişikliğinin etkilerini daha hızlı, yaygın ve şiddetli biçimde göstereceğini vurgulamaktadır. Özellikle iklim değişikliğinin şehirlerdeki etkilerinden biri, aşırı hava olayları ve afetlerin neden olduğu can ve mal kayıplarıdır. Örneğin, seller ve taşkınlar küresel çapta ekonomik kayıplara ve ölümlere yol açmaktadır. Bununla birlikte, kıyı bölgelerinde bulunan şehirler deniz seviyesindeki yükselme ve aşırı yağışlar sonucunda sel ve taşkın riskiyle karşı karşıya kalmaktadır. İklim değişikliği ile ilişkili olarak kentlerde su stresi ve su kıtlığı sorunu yaşanmaktadır. Ayrıca, ulaşım altyapısı ve diğer altyapılar da iklim değişikliği nedeniyle ciddi şekilde hasar görebilmektedir. İklim değişikliği ayrıca göç olgusunu etkileyerek çevresel bozulma ve doğal kaynak krizleri nedeniyle insanların şehirlere göç etmesini hızlandırmaktadır. Bu durum, şehirlerde var olan yoksulluk, eşitsizlik ve enformel sektörlerde çalışma oranını artırırken, şehirlerin kırılganlıklarını artırmaktadır.

COP26’da Alınan Kararlar Bizleri Ne Kadar Etkileyecek­

Glasgow’da gerçekleştirilen 26. BM İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP26) ülkeler, tartışmalı bir sürecin sonunda bir anlaşma metni üzerinde uzlaştılar. Bu anlaşmanın günlük yaşamımıza nasıl temas edebileceğini merak ediyor olabilirsiniz. İşte COP26’da alınan kararların günlük işleyişi nasıl değiştirebileceği ile ilgili bazı ana hatlar:

  1. Kullandığımız araçlardaki değişiklikler: Elektrikli araçlara geçiş, yakın gelecekte yaygınlaşabilir. Uzmanlar, yeni elektrikli araçların benzinli ya da dizel araçlarla aynı fiyatlara satılacağını düşünüyor. Ayrıca, COP26’da birçok ülke, bölge ve otomobil şirketi elektrikli araçların kullanımını artırmayı ve yeni sıfır emisyonlu otobüs ve kamyonları kullanmayı kabul etti.
  2. Daha yeşil enerjiye geçiş: Ülkeler kömürün aşamalı olarak azaltılması için anlaşmaya vardı. Ayrıca, evlerimize ve iş yerlerimize temiz enerjinin en güvenilir ve uygun fiyatlı seçenek olarak sağlanması taahhüt edildi. Bu da rüzgâr ve güneş enerjisi gibi yenilenebilir kaynakların daha ön planda olmasını ve muhtemelen nükleer enerjiye daha fazla güven duyulmasını anlamına gelecektir.
  3. Evlerimizin yeşillenmesi: Güneş panelleri, ısı pompaları ve düşük karbonlu alternatifler kullanılarak yeni evler inşa edilebilir. Ayrıca, binaların ve altyapıların iklim değişikliğinin etkilerine karşı durabilmesi için çalışmalar yapılacak.
  4. Karbon ödemeleri: Gelecekte, bir ürünün karbon emisyonunun maliyetinin, ödedikleri fiyata eklendiğini görebiliriz. Bu durum, tüketicilerin ve işletmelerin ürünleri nasıl tükettiğimizi ve paramızı nelere harcadığımızı düşündürmesi umuluyor.
  5. Yiyecek fiyatları: Ormansızlaşmayı sonlandırmayı amaçlayan taahhütlerin, tüketicilerin daha fazla para ödeyerek ve daha az tüketerek karşılaması gerekebileceği belirtiliyor. Bu durum, ucuz gıda çağını sona erdirebilir.

Yorum bırakın

Ben Kıstas

Birbirinden güzel ve kaliteli blog, spor ve haber sayfasına hoş geldin. Artık sende Kıstas ailesinin bir üyesisin.